Okuma Süresi 7 dakika
Paylaş:

Su Yönetimi: Dünyada Su Krizi ve Yönetimi

İnsan hayatı ve ekosistemin canlılığının kaynağı olan suyun sürdürülebilir yönetimi, küresel su krizinin önüne geçilmesinde önemli bir unsurdur. Yazımızda su yönetimi, sürdürülebilir işletmeler, dünyada su krizi ve çimento sektörü özelinde su yönetimine dair bilgilere ulaşabilirsiniz.

Su Yönetimi Nedir?

Su yönetimi, ihtiyaç ve talepleri dikkate alarak, kaynakların optimum yararlı kullanımlarını sağlayacak ve kaynaklara olan olumsuz etkileri kontrol altına alacak politika geliştirme, planlama, izleme, denetim, yaptırım ve iyileştirme faaliyetlerinin bütünüdür.

Su; tamamen ikame edilemeyen, insan hayatının ve ekosistemlerin canlılığının devam edebilmesi için gerekli yegâne kaynaklardandır. Suyun bu hayati önemiyle beraber, aktif bir su yönetimi ve değişen çevresel, ekonomik, sosyal koşullara göre mevcut su politikaların güncellenmesi konusu dünya ajandasına ilk sıradan girmektedir.

Küresel sürdürülebilirlik uygulamalarının önemli maddelerinden biri su yönetimidir. Uluslararası ve ulusal düzeydeki tüm ülke, kurum ve kuruluşların ortak gayesi, su kaynaklarının korunması, verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanılması ve geliştirilmesi için politikaların oluşturulması ve bu politikalara uygun olarak bir su yönetim modelinin belirlenmesidir.

Su yönetiminde sürdürülebilir yaklaşım; kaynak yönetiminin havza bazında ve diğer doğal kaynaklarla beraber ele alınarak değerlendirilmesi ve çıktıların ilişkili olan tüm sektörlerle entegre şekilde yürütülmesi ile sağlanabilir.

Su yönetimi, doğal ekosistemi etkilediği kadar; sağlık, gıda üretimi ve güvenliği, evsel su sağlanması ve hijyeni, enerji ve sanayi açısından toplumu ve ekonomiyi de etkilemektedir. Bu nedenle, su yönetim sürecinde suyun tüm kullanım şekilleri, sektörler ve bunların arasındaki ilişkilerin birlikte düşünülmesi gerekir. Suyun çevreyle uyumlu ve entegre yönetimi, sürdürülebilir kalkınmanın yapıtaşlarındandır. Şekil 1’de su yönetimi için kullanılan örnek bir sistem modeli verilmiştir.

su-yonetimi-sistem-modeli
Şekil 1: Su Yönetimi için Örnek Bir Sistem Modeli

Suyu havza bazında, entegre şekilde yöneterek ekonomik verimi arttırmak, sosyal eşitliği sağlamak ve çevresel sürdürülebilirliği temin etmek mümkündür. Örneklerle açıklamak gerekirse;

  • su kayıp ve kaçaklarının önlenmesi, tarımda modern sulamaya geçilmesi, sanayide su tasarrufu sağlayan yeni teknolojilerin kullanılması ekonomik verimin artırılmasına;
  • suyun sosyal eşitlik gözetilerek tahsis edilmesine ilişkin düzenlemelerin hayata geçirilmesi, suyu kullananın ve kirletenin bedelini ödemesi prensibinin suyu kullanan tüm sektörlerde uygulanması sosyal eşitliğe hizmet edilmesine;
  • suyun miktar, kalite ve ekolojik açılardan iyileşmesini sağlamak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlar. 

Sürdürülebilir İşletme Nedir?

Sürdürülebilir işletme, küreselde ve yerelde çevre, toplum ve ekonomi üzerinde minimum olumsuz ve maksimum olumlu etkiyle faaliyetlerini sürdüren girişimlerdir. Sürdürülebilir işletmeler çevresel, sosyal ve ekonomi alanlarında adil politikalara sahiptirler. Bu politikalar ışığında sürdürülebilir iş modelleri oluştururlar. Doğrusal ekonomiyi reddederek, döngüsel ekonomi anlayışı ile hareket ederler. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı destekler ve dahil oldukları iş kolu bazında aldıkları kararlara sürdürülebilirlik ilkelerini dahil ederler. Başka bir deyişle, bugünkü dünyanın ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden karşılamayı amaç edinirler.

Sürdürülebilir işletmeler ve bu yolda adım atanlar, daha önceki İklim Değişikliği Nedir? İklim Krizinin Yönetimi Nasıl Olmalıdır? yazımızda bahsedilen 2050 yılında net sıfır karbon hedefine ulaşma çalışmaları içinde yer alır. Bu hedef doğrultusunda yol haritalarını oluştururken belirledikleri iklim stratejilerinin bir diğer odağı, su tüketiminin azaltılması ve su kaynaklarının kalitesinin korunması olmalıdır.

2050’ye varıldığında toplumun ve endüstrinin sürdürülebilir bir ekonomi için ihtiyaç duydukları suya sahip olması, insanların su kaynaklarına ve sanitasyona evrensel ve adil erişiminin olması, suyla ilgili hastalıkların ortadan kalkması, su kaynaklarının kirlilikten arındırılması ve su biyoçeşitliliğinin sağlanmış olması ancak hem toplumdaki bireyler hem işletmelerin doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirmesi ile mümkündür.

Dünyada Su Krizi ve Yönetimi

Su Kaynaklarının Dağılımı: Dünya yüzeyinin dörtte üçü sularla kaplı olmasına rağmen, insan kullanımına uygun tatlı su miktarı olduk­ça sınırlıdır. Dünyadaki toplam su miktarının yaklaşık 3/10.000’i mevcut şartlarda erişilmesi ve kullanılması mümkün olabilen su formundadır. Bu da var olan kaynakların korunması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

su-krizi-dunya
Şekil 2: Dünya’da Suyun Dağılımı

Dünyada Su Krizi: Nüfus artışı ve tüketim politikaları ile hızlı şekilde artan global su ihtiyacı; iklim değişikliğinin su kaynaklarına olan olumsuz etkisi ile çıkmaz bir hal alıyor. 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 9,6 milyardan fazla kişiye ulaşmasıyla beraber ortaya çıkacak olan talep ve arz değişiklikleri gıda üretimi ve tarım artışını tetikleyerek su tüketimini artırması bekleniyor. Bununla beraber iklim değişikliğinin etkisi ile farklılaşan yağış ve sıcaklık eğilimleri kurak bölgelerin artışına ve iklim göçlerinin yaşanmasıyla su kaynaklarının kullanımında dengesizliklere yol açabilir. Bu durum, dünyanın su krizi ile mücadelesini zorlaştıracaktır.

su-riski-dagilimi
Şekil 3: Dünya’da Su Riski Dağılımı

Dünyada var olan bu su krizi nüfusunun %40ʼını etkiliyor ve bu oranın gelecekte artacağı tahmin ediliyor. Temiz suya ve sıhhi koşullara erişim bir insan hakkı ancak milyarlarca insan hala en temel hizmetlere erişimden bile mahrum yaşıyor. İnsan kaynaklı faaliyetler sonucu ortaya çıkan atık suların %80ʼi arıtılmadan nehir ve denizlere akıtılıyor. Her gün yaklaşık 1,8 milyar insan temiz olmayan suları tüketiyor ve 2,4 milyar insan temel sıhhi koşullardan mahrum yaşıyor. Bunların yanı sıra su krizi toplumdaki sosyal eşitlik sorunlarını da gözler önüne seriyor. Suya erişimi olmayan ailelerde evsel kullanım ve içme için su bulma ve getirme görevi %80 oranla kadın ve kız çocuklarına ait. Bu bölgelerde kadınlar ve kız çocukları günde 8 saatlerini bu görev için harcıyorlar.

Dünyada suyun adil kullanımı, eşit paylaşımı ve su güvenliğinin sağlanması amacıyla küresel, bölgesel ve ulusal boyutta etkinlik gösteren birçok kurum bulunmaktadır. Su yönetimi konusunda Birleşmiş Milletler (BM) birçok programı ve kurumu ile birlikte en etkin rolü üstlenmiş durumdadır.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 6.sı: Temiz Su ve Sanitasyon

SDG6’nın amacı, güvenli ve uygun fiyatlı içme suyuna ve sanitasyona evrensel ve adil erişim sağlamaktır. Bu, su kıtlığını gidermek için tüm sektörlerde su kullanımının verimliliğini artırmak ve oluşan kirliliği azaltarak su kalitesini iyileştirmeyi içerir. Artık dünyanın su kaynaklarını yönetme ve milyarlarca insana su ve sanitasyon hizmetleri sunma şeklini değiştirmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Dünyadaki tüm ülkeleri sosyal, ekonomik ve çevresel olarak etkilediği için bu küresel krizin aşılması adına acilen harekete geçilmesi gerekiyor.

Birleşmiş Milletler Üye Devletleri tarafından 2015 BM Zirvesi’nde 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminin bir parçası olarak kabul edilen, su ve sanitasyona ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 6 (SKA6) herkes için su ve sanitasyonun kullanılabilirliğini ve sürdürülebilir yönetimini sağlamayı amaçlayan 8 alt hedef başlığı altında toplanan bir plan sunuyor.

birleşmiş-milletler-hedefleri
Şekil 4. SKA6 – Alt Hedefler

Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi gıda ve enerji üretiminin de daha iyi yönetilmesi anlamına gelir. Böylece insan onuruna yakışır iş imkânlarının artmasına ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlanır. Dahası su ekosistemlerini, biyolojik çeşitliliği korunabilir, iklim değişikliği ile mücadele alanında adım atılabilir. Özetle herkes için erişilebilir su ve atık su hizmetlerini ve sürdürülebilir su yönetimini güvence altına almak; güvenli ve kapsayıcı hizmetler, sağlık ve çevre için atık yönetimi, tarım ve enerji için geri dönüşüm kapsamında 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın hepsine hizmet eder.

birleşmiş-milletler-amaclari-su
Şekil 5. SKA6 ve Diğer Amaçlarla İlişkisi

Su Yönetimi ve Çimento Sektörü

Su beton üretiminde doğrudan bir girdi oluşturmakla beraber, çimento üretim sürecinin bir hammaddesi değildir. Ancak çimento ve beton üretim süreçlerinde yer alan kum ve çakıl yıkama, ekipman soğutma sistemleri gibi yardımcı süreçler su kullanımına ihtiyaç duyar. Sektörün sahip olduğu su ayak izinin azaltılması, iklim değişikliğinin bir etkisi olarak önümüze çıkan su kizinin engellenmesine katkı koyan bir adım olacaktır.

Çimento ve beton endüstrisi su krizine dair risklerin azaltılması kanalıyla yerel paydaş ilişkilerine de fayda sağlayabilecek bir su yönetimi stratejisini tanımlamayı öncelik olarak görmektedir. Bu kapsamda özellikle su stresi olan alanlara odaklanarak çekilen su miktarları ve deşarj edilen suyun kalitesinin yönetilmesi planlanmalıdır. Bunun ilk adımı ise üretim sahalarında suyun akış şemasına hâkim olmaktır.

Bu noktada Global Cement and Concrete Association (GCCA) şirketlere su muhasebesinin doğruluğunu iyileştirmek adına çekilen su, deşarj edilen su ve tüketilen suyu güvenilir bir şekilde takip etmek için ölçüm, hesaplama ve tahminler hakkında teknik rehberlik sağlar. Bununla beraber çimento endüstrisi için en uygun Temel Performans Göstergeleri’ni (KPI) aşağıdaki şekilde tanımlar;

  • Toplam Su Çekme – Su Deşarjı =Su Tüketimi (m3/ton)
  • Birim Ürün Başına Su Tüketimi Miktarı (L/ton çimentomsu ürün)

Çimento ve Beton Endüstrisi SKA 6’da Nasıl Olumlu Bir Fark Yaratıyor?

SKA6:Temiz su ve Sanitasyon’da güvenli ve karşılanabilir içme suyu (SKA6.1) ve yeterli sanitasyon (SKA6.2) sağlama hedeflerine ulaşmak için gerekli altyapının inşası ancak betonla mümkün olur. Beton yapısı itibariyle, içme suyu ve atık su taşınmasını sağlar. İklim değişikliğinin etkilerine ve doğal afetlere karşı dayanıklıdır, direnç gösterir. Uygun maliyetlidir ve yaygın olarak bulunur. Bu yönü ile çimento ve beton endüstrisi SKA6’yı destekler.

Çimento endüstrisi; tüketimi azaltmak, geri dönüşümü artırmak, kirliliği azaltmak (SDG6.3) ve suyla ilgili ekosistemleri (SDG6.6) ve tarım gibi suya bağımlı diğer endüstrileri korumak için su kullanımını yöneteceği aktif bir yaklaşım benimser. Bütünleşik su kaynakları yönetiminin uygulanması (SDG6.5) için su kullanımına dair en az yukarıda tanımlanan temel performans göstergelerini izler ve raporlar.

Yazımızda Neler Anlattık, Bu Anlattıklarımızdan Çıkardığımız Sonuç Nedir?

Su krizi yalnızca çevresel bir sorun olarak değil, sosyal ve ekonomik bir kriz olarak da karşımıza çıkıyor. Toplumların arasındaki eşitsizlik makası, su krizinin etkileriyle beraber daha da açılıyor. Bu sorunun etkilerinin azaltılması ancak sürdürülebilir bir su yönetiminin sağlanması ile mümkündür. Bu noktada özel sektörün su yönetimini iklim değişikliği stratejilerinde ön sıralara alması büyük önem taşıyor. Çimento sektörü olarak azaltım hedeflerimiz ve örnek uygulamalarımızla çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Kullanılan Kaynaklar:

Yazar: Elif Mürtekin

Karbon emisyonu (CO2 emisyonu), son dönemlerin en önemli çevresel konuları arasında yer alır. Özellikle endüstri devrimi ile atmosferde her geçen gün daha …

Beyaz çimento ve derz, inşaat alanında farklı amaçlar için kullanılan ürünlerdir. Bu nedenle de beyaz çimento ile derz arasındaki fark merak edilen …