karbon-vergisi
Okuma Süresi 4 dakika
Paylaş:

Karbon Vergisi Nedir?

Karbon vergisi nedir? Bu yazımızda karbon vergisi, bu verginin uygulanması, ekonomik etkileri, çimento sektörü üzerine etkileri ve iklim krizine karşı alınabilecek önlemlere yer vereceğiz.

Dünyamızda yaşanan en önemli sorunlardan birisi çevresel sorunlardır. Çevresel sorunların ciddi boyutlara ulaşması ülkelerin acil olarak önlem almalarını zorunlu kılmıştır. Avrupa Birliği (AB) bu konu ile ilgili önemli adımlar atmıştır ve bu adımlardan birisi ‘’Karbon Vergisi’’dir.

Karbon Vergisi Uygulaması Nedir?

AB Yeşil mutabakatı, Paris İklim Antlaşması hedefi olan sıcaklık artışını 2°C derecenin altında tutma hedefinin bir parçasıdır. AB Yeşil Mutabakatı ile dünyada sera gazı emisyonlarının salınımının azaltılmasına yönelik adımlar atıldı. Yeşil Mutabakat ile AB ülkeleri karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 yılına göre %55 azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr ilk kıta olmayı hedeflemektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde emisyonları %55 oranında azaltma hedefine uygun hale getirmek için “Fit for 55” teklif taslağı yayımlandı. Sınırda Karbon Düzenlemesi “Fit for 55” kapsamındaki uygulamalardan biridir. Bu düzenleme ile Karbon Vergisi terimi ortaya çıkmıştır.

Karbon vergisi, karbondioksit (CO2) emisyonunu azaltmak amacıyla tüketilen fosil yakıtın içerdiği karbon miktarına bağlı olarak alınan bir satış ve emisyon vergisidir (Vural, 2006:160). Amacı, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olan ve fosil yakıt kullanımlarından kaynaklanan CO2 emisyonunu ve çevre kirliliğini azaltmaktır. 

Karbon Vergisi Neden Uygulanır?

Fosil yakıtların kullanımından dolayı üreticiler maliyetlerinin üzerine karbon vergisi ekleyerek ürünleri tüketicilere sunacaktır. Fiyat artışı sebebiyle bu ürünlerin tüketimi azalacaktır ve üreticiler karbon vergisi sebebiyle daha az karbon salınımı yapan enerji kaynaklarına ve teknolojilere yönelecektir. Karbon vergisi devletler için bir gelir kaynağı olurken, işletmeler için ek bir gider olacaktır. Bu verginin temel prensibi yakıtların karbon içeriklerine göre fiyatlarını farklılaştırmaktır. Böyle bir fiyat değişikliğinin emisyonun azaltılması için bir mali teşvik sağlayacağı, yüksek sera gazı yayan ürünlere olan talebi önemli ölçüde düşüreceği ve düşük sera gazı yayan teknolojilerin gelişimini teşvik edeceği hedeflenmektedir. 

Karbon Vergisi Uygulamasının Standartları Nelerdir?

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması(SKDM)’nın 2023-2026 arasında yalnız raporlamayı içeren hazırlık dönemi sonrasında kademeli olarak uygulamaya konması planlanıyor.  SKDM’ye geçişin 2023-2025 arasındaki üç yıllık yol haritası şu şekilde planlanmaktadır (European Commission, 2021D): 

• Avrupa’ya ihracat yapan ülkelerin SKDM’den doğrudan etkilenecek ürün gruplarına ait verilerinden karbon salınımları toplanacak. Ulusal otoriteler ithalatçıların yetki almasını ve sisteme kaydolmasını sağlayacak ve bu firmalara karbon sertifikası satmakla yükümlü olacaktır. Ayrıca ithalatçı firmalar kendi ulusal otoritelerine her yılın 31 Mayıs gününe kadar bir önceki yıl ithal ettikleri ürünleri ve bu ürünlerin karbon miktarını bildirmeleri gerecektir. 

• SKDM’den doğrudan etkilenecek ürün grupları ve bu ürünlerden dolaylı etkilenen sektörler belirlenecektir. Sistem nihai olarak devreye girdiğinde, SKDM’den doğrudan etkilenen ürün gruplarının diğer ürünleri eklenmesi ile karbon vergileri ortaya çıkacaktır. SKDM uygulaması 2026 yılında hayata geçecektir.

Karbon Vergisi Uygulamasının Türkiye’ye Ekonomik Etkileri

Avrupa Türkiye’nin doğal pazarıdır ve %50 den fazla ihracat yapmaktadır.  Sertifikalandırma için katlanılacak maliyet ürünlerin içinde bulunan karbon emisyon miktarlarına göre belirleneceğinden AB pazarının korunması Türkiye’deki ihracatçılar açısından önem arz etmektedir. Türkiye için AB pazarının büyüklüğü ve öncelikli sektörlerin AB’ye ihracattaki payı düşünüldüğünde firmaların sürece hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Bu uygulama ilk bakışta Türkiye’deki sektörleri olumsuz etkileyecek gibi görünse de sadece Türkiye için değil, AB’ye ihracatta bulunacak tüm ülkeler için geçerli olacak. Uzun vadede doğru yeşil yatırımların yapılması ile ticarette rakiplerimize karşı avantaja dönüşebilir. Aşağıda 2020 senesinde AB’ye en fazla ihracat yapan ilk 10 ülkeyi ve ihracat hacimlerini bulabilirsiniz.

karbon-vergisi-ihracat
Resim 1: AB’ye ihracat yapan ülkelerin sıralaması

Karbon Vergisi ve Çimento Sektörü

SKDM taslağına göre, karbon düzenlemesinden ilk aşamada etkilenecek ürün grupları şu şekilde belirlenmiştir: Çimento, elektrik, gübre, demir-çelik ve alüminyum (European Commission, 2021B).  Çimento üretimi tüm endüstriyel CO2 emisyonlarının yaklaşık ¼’ünden ve küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık %7-8’inden sorumludur. 

Çimento sektöründeki karbon emisyonu, klinker üretimi sırasında kalsiyum karbonatın kalsinasyonundan, fosil yakıt kullanılmasından ve elektrik tüketiminden dolayı kaynaklanmaktadır. Çimentonun karbondan arındırılması için; tesis verimliliğini iyileştirme, yakıt türünde değişim ve karbon yakalama, kullanımı ve depolama (CCUS) gibi gelişmiş teknolojilerin kullanımı çalışmaları yapılmaktadır. Bu sayede Çimento kaynaklı emisyonları %42 azaltmak mümkün görünmektedir. 

karbon-vergisi-sera-gazı
Resim 2: Türkiye’de sera gazı emisyon kaynakları

İklim Krizine Karşı Almamız Gereken Önlemler

İklim krizi için izlenecek yol, etkili bir enerji ve iklim değişikliği politikasını benimsemektir; çünkü enerji elde etmek için fosil yakıt kullanımı iklim değişikliğinin ana sebeplerinden biridir. Düşük karbonlu teknolojilerin ve enerji kaynaklarının birleşimine dayanan, iklim dostu bir ekonomiye geçilmelidir. Enerji verimliliğini arttırmak için enerji tasarrufu sağlanması, fosil yakıtların yer altında tutulması, yenilenebilir enerji kullanımı, benzin ve dizel yakıtın bırakılması, atıklardan, artıklardan ve diğer gıda dışı kaynaklardan biyoyakıt elde edilmesiCO2’in atmosfere girmesini önlemek için CCUS gibi düşük karbonlu ve sıfır karbonlu teknolojilerin desteklenmesi temel önlemlerdir.

Bireysel olarak alabileceğimiz önlemler ise, seyahat yöntemlerimizi değiştirmek, evlerimizi yalıtmak, gıda atıklarını azaltmak, enerji tasarrufu yapmak, yeşil alanları korumak, daha az tüketim yapmak ve her tüketim ürününde karbon talebinde bulunmak olarak sıralayabiliriz.

Kullanılan Kaynaklar:

  • Hotunoğlu, Hakan & Recep Tekeli. “Karbon Vergisinin Ekonomik Analizi ve Etkileri: Karbon Vergisinin Emisyon Azaltıcı Etkisi Var Mı?”, Sosyo Ekonomi, 2007/2, 107-125.
  • Vural, İstiklal Yaşar. “Ekolojik Değişimin Kamu Maliyesine Yansıması: İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Kalkınma ve Karbon Vergileri”, içinde: Kamu Maliyesinde Çağdaş Yaklaşımlar, (Editörler: Coşkun Can Aktan, Dilek Dileyici, İstiklal Yaşar Vural), Seçkin Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş., Ankara, 2006.  ss.153168.
  • Yeşil Bina Nedir?
Yazar: Nuray Kuşbudu

Limestone Calcined Clay Cement (LC3) ya da Türkçe adıyla Kireçtaşı Kalsine Kil Çimentosu, çevre dostu bir inovasyon olarak karşımıza çıkıyor.  LC3, çimento …

Çimento ve çimentonun ana bileşen olduğu beton değer zincirinde, beton, günümüzde en yaygın taşıyıcı yapı malzemesi olarak öne çıkıyor çünkü ekonomik ve …